“Çağımızın Hastalığı: Kanser Danışma Kılavuzu” kitabıyla İzmir Kitap Fuarı'na konuk olan Yorulmazoğlu, yaptığı açıklamada, insanların kanser hakkında hastalığa yakalandıktan sonra değil, yakalanmadan önce bilgi sahibi olmaları gerektiğini bildirdi. Yorulmazoğlu, bu nedenle kılavuz niteliğindeki bu kitabı kaleme aldığını söyledi.
Tıbbın özellikle kanser alanında son 10 yılda çok önemli mesafe aldığını anlatan Erol Yorulmazoğlu, genetik biliminin desteğiyle belki yakın zamanda hatalı genin tamamen ortadan kaldırılmasının söz konusu olabileceğini ifade etti. Rahim ağzı kanserindeki gibi hastalığın önüne geçecek aşı ve tedavilerin geliştirilebileceğini bildiren Yorulmazoğlu, artık hastaların yaşam kalitelerinin arttığını ve yaşama sürelerinin ise uzatılabildiğini kaydetti.
Yorulmazoğlu, tüm bu olumlu gelişmelere karşın, kanserin diyabet veya benzeri kronik hastalıklar gibi düzenli ilaç kullanımıyla kontrol altına alınabilir hale getirilemediğine işaret ederek, şu bilgiyi verdi:
“Kanser, tedavisi zor, önlemesi ise kolaydır. Genetik yatkınlık dışında, kanserin yüzde 90 oranında çevresel faktörlerden kaynaklandığını biliyoruz. Hastalık hakkında bilgi sahibi olup, kendimizi korumamız gerekiyor. Sigara da kanserde en büyük etkenlerin başında geliyor. İçinize çektiğiniz her nefeste 250'den fazla kanserojen madde var. Vücudunuz bunlarla mücadele ediyor, ama bir gün dayanamayabilir.”
Mangal keyfi uyarısı
Kanser oluşumunda beslenmeye de işaret eden Yorulmazoğlu, Türk mutfak kültürünün önemli bir parçası olan ızgaranın da dikkat edilmediğinde kanser hastalığına davetiye çıkartabileceği uyarısında bulundu.
Yorulmazoğlu, yaz mevsiminin Türk insanı için aynı zamanda “mangal mevsimi” olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
“Vatandaşlarımızı uyarmak isterim, etlerin üzerinde oluşan yanıklar da kanserojendir. Sık sık çevirip yanmalarına izin vermeyin. Yediklerimizin mümkün olduğunca doğal olması da önemlidir. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin olası zararlarını bilmiyoruz. Doğanın verdiği hediyelerden doğal olarak faydalanmakta yarar var. Üstelik, doğal ürünler sadece sağlık açısından değil, lezzet açısından da daha güzel.”
Hareketsizliğin ve kilonun da kansere yakalanma riskini artırdığına dikkati çeken Yorulmazoğlu, “Tüm bu konulara dikkat ederek, riskinizi azaltmak mümkün olacaktır” dedi.
İnternetteki bilgi kirliliğine dikkat
Erol Yorulmazoğlu, özellikle internette kanser tedavisine ilişkin yoğun bilgi kirliliği olduğunu belirterek, internette, etkisi tartışmaya açık, bazı yardımcı veya bitkisel ilaçların çaresiz insanlara seçenek olarak sunulduğunu vurguladı.
Kanser hastalarının sorunlarının sadece kemoterapi uygulamak veya radyasyon vermekle sona ermeyeceğini ifade eden Yorulmazoğlu, inanç, sevgi ve güvenin tedavide çok önemli etkenler olduğunu kaydetti.
Erol Yorulmazoğlu, “Ön yargıları aşmak, doğru bilgilere sahip olmak, inanmak, yaşamı sevmek, kanser konusunda bilinçlenmek ve hastalığı daha başlamadan bitirmek gerekiyor” dedi.