GEREKSİZ ŞEYLERE ÜZÜLMEMEK LAZIM
Ünlü sanatçı Yıldız TİLBE hastalığıyla ilgili şunları söyledi. Rahatsızlanıp doktora gittiğimde rahim kanseri olduğumu öğrendim. Doktorlar durumun çok ciddi olduğunu ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini söylediler. Ve sonunda rahmimi aldılar.
ÇOK ŞÜKÜR Kİ DAHA ÖNCEDEN ÇOCUĞUM OLMUŞ
Bunu ailem dışında kimseye söylemedim. Çok şükür ki daha önceden çocuğum olmuş. Yoksa bu durum beni yıpratabilirdi. Hastalığık dönemimde büyük bir aşk yaşadım, çok aşıktım. Sadece onu düşünüyordum. Sürekli aklımdaydı. İnsanın bir derdi olunca o vücudunda bir sorun olarak çıkabiliyor. Hastalandıktan sonra kendisini tamamen unuttum. Şimdi her şeyin o kadar kafaya takılmaya değer olmadığını, gereksiz şeylerle üzülmemem gerektiğini öğrendim.
Tiyatrocu Erhan Yazıcıoğlu KANSERİ yendi, sahneye koştu
11 yıl önce yakalandığı gırtlak kanserinden tamamen kurtulan Erhan Yazıcıoğlu, 'Bahçemdeki Ayı' adlı oyunla sahneye döndü. "Seç Bakalım" yarışmasıyla hafızalara kazınan Yazıcıoğlu, 1995'te başlayan ve 2005'te tekrar eden rahatsızlığı yüzünden altı ay konuşamamış, uzun süre yurtdışında tedavi görmüş. Ünlü aktör "Doktorların hiçbir dediğini yapmadım: 'Konuşma' dediler, balkona çıktım avazım çıktığı kadar bağırdım. Moral çok önemli" dedi.
YILDA BİR VEYA İKİ KEZ SMEAR TESTİ YAPTIRIN
1991 yılı Türkiye üçüncü güzeli olan ve şu an haber spikerliği yapan Defne Samyeli, 2000'de rahim kanserine yakalandığını öğrenmiş. New York'ta ameliyat geçiren Samyeli uzun bir tedavi süresinden sonra Türkiye'ye tamamen iyileşmiş olarak dönmüş. Samyeli o günlerde yaşadığı olayı şöyle anlattı: 'Bütün doktorların yılda bir ya da iki kez mutlaka yaptırın dedikleri 'Smear testi' neticesinde erken teşhis imkanını yakaladık. Tüm kadınlara jinekolojik testlerini aksatmadan yaptırmalarını tavsiye ediyorum.'
10 gün önce ALLAH bizi uyardı!
LÜTFEN DUALARINIZI EKSİK ETMEYİN
Murat Göğebakan'ın eşi 10 gün önce kan tahlili yaptırmış. Kan kanseri olduğunu düşünüyormuş. Murat GÖĞEBAKAN ile konuşmuş, birbirlerine sarılıp ağlamışlar. Allah bizi uyardı. Bir hafta sonra Murat'ın kanser olduğunu öğrendik... diyor üzülerek. Murat Göğebakan'ın hastanedeki odasına ziyaretçilerin girmesi yasak. Bu yüzden, sevenlerinin mesajlarını eşi Sema Hanım ona iletiyor.
Murat Göğebakan odasının kapısına kendi elleriyle, "Lütfen dualarınızı eksik etmeyin" yazıp asmış.
ALLAH'IN İZNİYLE 15 TEMMUZ'DA BURADAN ÇIKACAĞIM
Murat Göğebakan iyileşeceğine yürekten inanıyormuş. "Grip oldum, uzun bir grip bu ama 3-5 ay sonra bu hastaneden iyileşerek çıkacağım" diyormuş. Odasındaki dolabının üzerinde de " Allah'ın izniyle 15 Temmuz’da buradan çıkacağım" yazıyormuş. 16 Temmuz benim doğum günüm diyormuş.
Ocak ayında Murat Göğebakan ve eşi check-up yaptırmışlar. İkisinde de hiçbir şey çıkmamış.
Murat Göğebakan’ın kolunda sık sık morluklar oluşuyormuş. Diş etleri sık sık kanamaya başlamış. Hiç geçmeyen bir gribi varmış. Ateşi de çıkıyormuş. 1 Mayıs'ta hastaneye gitmişler, kanser olduğunu öğrenmiş. Murat Göğebakan’ın eşi 10 gün önce kan tahlili yaptırmış. Kan değerlerinde anormallikler çıkmış. Doktor tahlilleri almış ama 2 gün arayıp sormamış. “En iyi ihtimalle vücutta iltihaplanma oluşmuştu, en kötü ihtimalse kan kanseriydim” demiş. Murat Göğebakan 'ı almış karşısına ve konuşmuş. "Araştırdım, kan kanseri olabilirim. Öyle bir şey olursa sonuna kadar çekmeye razıyım, sen de bunu kabul et ve bana bak lütfen!" demiş. Karşılıklı ağlamışlar. Bir hafta geçmiş ve Murat Göğebakan’ın kan kanseri olduğunu öğrenmişler.
Odasının önünde bir defter varmış ve ziyaretçiler o deftere umut dolu sözler yazıyorlarmış. Haluk Levent, Edip Akbayram, Kıraç, Doğuş, Emrah Dinçer, Muazzez Ersoy, Petek Dinçöz, Esra Ceyhan, Alişan, Çağla Şikel ve daha bir çok ünlü isim varmış. “Murat iyileşsin o defteri okuyup güleceğiz .
TEK İHTİYACIMIZ OLAN ŞEY DUA
Tek ihtiyacımız olan şey dua... Başka bir şey değil. Yer gök dua üzerine kurulmuş, duaların gücüne inanıyoruz. Allah bize "Kendinizi hazırlayın, ben size bu hastalığı yolluyorum" dedi. Bu bizim için gerçek bir işaretti, inşallah buradan çıktıktan sonra Hacca ya da Umreye gitmeyi düşünüyoruz, diyor eşi.
ŞARKI SÖYLEMEK İÇİN KANSERİ YENDİ
ARTIK GİTAR ÇALIP ŞARKI SÖYLEYECEK MİYİM?
Özdemir ERDOĞAN'ın 2000'li yıllardan itibaren sağlık sorunları yavaş yavaş kendini göstermeye başlamış. 2006'dan itibaren şarkı söylemesine engel olan farenjit belirtileri olmuş. Gerekli ilaç tedavilerini yaptığı halde olumlu sonuç alamamış. Küçük bir operasyonla kistik kitleden parça alınmış. İki gün sonra heyet raporunu yüzüne okumuşlar. Sağ bademciğinin üstünde bir tümör tespit edilmiş, çene kemiğine kadar yayılmış. Kansersin demişler.
Söylenenler onun için sanki idam fermanı gibiymiş. Doktorlar, "Ameliyat 12 saat sürebilir, yüzünüzde çöküntüler olabilir hatta sesinizi bile kaybedebilirsiniz" demişler. "Artık gitar çalıp şarkı söyleyemeyecek miyim?" diye sormuş kendi kendine. "Biz senin hayatından bahsediyoruz, şarkı gitar bunları unutun" demiş doktorlar. Ama hemen karar veremeyeceğini söyleyerek eşiyle beraber İstanbul'a dönmüşler. Çocukları, arkadaşları, yakınları Özdemir Bey'den bile çok korkmuşlar. ABD'deki kızı tedavi için yanına gelmesini istemiş.
Çapa Tıp Fakültesi'nde görevli Bulgar göçmeni genç profesör Günter Hafız'la tanışmış. Kendisinden biraz zaman istemiş. Bu arada 17 Haziran Özdemir ERDOĞAN’ın doğum günü ve aynı gün de bir konseri varmış. Ameliyattan önce oğlunun stüdyosuna kapanmış ve 15 gün kayıt yapmış. "Belki ölür yada sesimi yitirirsem ardımda son bir şey bırakmak için. Konseri verdim ve doktora teslim oldum" diyor usta sanatçı.
7-8 AY HİÇ KONUŞAMAMIŞ
3 defa seansa girmiş. Tümörü yakmışlar. Bu sırada yemek yiyememiş, burnundan midesine boru indirilerek beslenmiş. 95 kiloymuş ve tam 25 kilo vermiş. Tedavi işe yaramış ve tümör kurumuş. 7-8 ay hiç konuşamamış.
2006'nın sonlarında gitarını eline almış. Yılbaşı gecesi için 17 konser teklifi almış. Henüz hazır olmadığı için olumlu cevap verememiş. İlk konseri Bursa'da vermiş. Bu konserde o kadar hareketliymiş ki kasık fıtığı olmuş. Sonra da Manisa'da konser vermiş. Fıtık ameliyatı olup konsere çıkmış.
Ben bu kansere grip muamelesi yapıyorum
SAÇLARIMIN DÖKÜLMESİ HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL
Meme kanserine yakalanan Oya Başar’ın sol göğsünün yarısı ve lenfleri alınmış. "Çok yakında kemoterapi ve radyoterapi tedavisine başlayacağım. Saçlarımın dökülmesi hiç önemli değil. Çocuklarımın, benim, sevdiklerimin sağlığı yerinde olsun, başka hiçbir şey umurumda değil" demiş ünlü sanatçı.
DÜZENLİ OLARAK KONTROLE GİTSEYDİM HER ŞEY FARKLI OLABİLİRDİ
Sağlık durumu iyi olan Oya BAŞAR, Bugüne kadar kendine hiç dikkat etmemiş, sağlığını hep ihmal etmiş, göğsündeki tümör de iki yıl önce oluşmuş. Göğüs kanseri teşhisi 3'üncü derecedeyken konulmuş. "Düzenli olarak kontrole gitseydim her şey farklı olabilirdi. Şimdi radyoterapi ve kemoterapi görmek zorunda kalıyorum. Buradan tüm kadınlara çağrıda bulunuyorum. Erken teşhis çok önemli. Lüften doktora gidin, kontrollerini yaptırın" diye ekliyor ünlü oyuncu.
ALLAH BANA BU HASTALIĞINDA İYİSİNİ VERDİ
10 gün içinde üst üste iki ameliyat geçirmiş, göğsününün tamamının değil, yarısının alınan sanatçı şunları söyledi: "Ben hayatım boyunca doktora giden, kontroller yaptıran bir kadın olmadım. Öyle göğsümü muayene etme alışkanlığım da yoktu. Tesadüfen sol göğsümde kitleyi hissedince doktora gittim. İlk teşhisi koyan doktorum Cihangir Karaaslan oldu. Ve tümörün iki yıl önce oluştuğunu, üçüncü derecede olduğunu, hemen ameliyat olmam gerektiği söyledi. Amerikan Hastanesi'nde 'Meme koruyucu cerrahisi' ile beni Meral Demirel ameliyat etti. Şimdi artık memenin tamamını almıyorlar. Kurtarabildikleri kadar memeyi kurtarmaya bakıyorlar. Ben de iki ameliyat oldum ve mememin yarısı ve koltuk altı temizlendi. Doktorlarım şimdilik iyice temizlendi diyor ama son tahlillerden sonra bu konuda kesin karar verecekler. Şu an psikolojim çok iyi. Bu hastalığı yeneceğim, düzeleceğim ve eski sağlığıma kavuşacağım. Allah bana bu hastalığın da iyisini verdi. Daha ne isteyeyim. O yüzden ona grip muamelesi yapıyorum.
BU HASTALIĞI TETİKLEYEN EN BÜYÜK ŞEY STRES
"Çok yakında radyoterapi ve kemoterapi tedavisine başlayacağım. Bakın bu hastalığı tetikleyen en büyük şey stres. Artık benim hayatımda üzüntü ve strese yer yok. Sağlığım çok önemli artık. Biliyorsunuz ben hiçbir zaman güzelliğine düşkün bir kadın olmadım. Tiyatro oyunlarında en çirkin hale defalarca büründüm. Dolayısıyla saçlarımın dökülmesi falan hiç önemli değil.
Kanseri yendim
O GÜNE KADAR BİRİKTİRDİĞİM PARA O KADAR DEĞİLDİ BİLE...