Hastalık hayatımın ilk aylarında, yıllarında; halsizlik ,iştahsızlık, yorgunluk v.s anlatamadığım şikayetlerle doktorlara başvurdum. Hastane ile tanıştığım bu dönem hayatımın en zor günleriydi ve güçlü olmamın gerektirdiğini de biliyordum. Çünkü Kanser(endometrium,over)olarak adlandırılan bir hastalıkla tanışmıştım.
Hayatta hiçbir şeyin ertelenmemesi gerektiğini hastalıkla tanıştığım bu dönem öğretmişti. Aslında bende her insan gibi yaşadığım sürece bu tür hastalıklarla, kötü hayat tecrübeleriyle hiç karşılaşmayacak 'mış gibi yaşıyordum. Gülmek bana ne kadar yakınsa üzüntülerinde benden yıldızlar kadar uzak olduğunu düşünüyordum. Ama ortada öyle bir gerçek vardı'ki; ben kanser hastasıydım. Ne hissedeceğim, ne düşüneceğimi bilemiyordum. Tutulduğum bu hastalık üzülmeme bile izin vermiyordu. Çünkü üzüldüğüm her gün kan değerimin daha kötü olduğunu görüyordum. Bu şekilde durarak ve moralimi bozarak vücuduma en büyük kötülüğü kendim yapıyordum. Hayatı anlamaya başlamış, benden uzak olan her şeyin bir gün en yakınımda olacağını iyi anlamıştım. Bu gerçekle tanışınca kendi kendime bir karar verdim, moralimi bozmayacaktım, hayata olumlu bakacak yaşama dört elle sarılacaktım. İnandım, kendime inandım, gülen gözlerime inandım, geleceğe yönelik ümitlerime inandım. Benden mutluluğu, gülmeyi alan hayat, inancım ve kararlılığım karşılığında bana tüm sevinçlerimi geri vermişti. 15 EYLÜL 2010 günü Ankara'ya gelip doktorum prof.dr KUNTER YÜCE ile konuştuktan sonra başaracağıma inancım arttı. Tetkitler, tahliller derken ön hazırlıklarla geçen süreçte çok yıprandım ama ameliyat olabileceğim haberi benim kötü günlerimi unutturmuştu. Bir şans ve yeni bir hayata başlangıç olacak bu durum için benim daha çok çaba sarf etmem gerekiyordu. Ve o gün... Hastaneye yatmış ve ameliyata hazırlanmıştım. 30 EYLÜL 2010 günlerden perşembe. yani benim yeniden doğuşum ve değerlendirmem gereken yeni bir hayat. 28 EKİM 2010 ilk kemoterapi uygulama günü ben kemocan diyorum, yine perşembe saat 11.00 kemocan dmarlarıma gidiyor yüzlerce abartmayayım binlerce kişinin duasıyla... "Yeni bir hayat" söylemesi bile ne kadar güzel. Hayat bu kadar güzelken ve gerçekleşmesini beklediğim onca hayal varken bazı sıkıntılarada katlanmak gerekiyor. Saçlarım, kirpiklerim, kaşlarım dökülmüş, zayıflamıştım. 2 aylık hastane sürecinden sonra hastaneden çıkmıştım. 21 Günde bir 8 kür kemocan almaya başlamıştım. Yalnız olmadığımı, aynı sorunla mücadele eden binlerce insanın olduğunu biliyordum. Benimle beraber ameliyat olan kemocanı beraber aldığım arkadaşım ŞEBNEM BAYSAL (nurlar içinde uyusun) beraber bu savaşı verdik o yenildi: (görüştüğümüzde en kötü çaresiz anlarımızda bile birbirimize moral verip gülüp eğlenirdik. 8. kür tamamlandığında sağlığıma kavuşma vaktinin artık geldiğini anladım. 27 NİSAN 2011 kemocan bitti... Mayıs 2011 kontrol ama kötü haber şebnem öldü en son 27 nisanda görmüştüm: (bana bizimkiler söylemicekti tesadüf telelefona ben baktım. Hülya teyze şok halinde ilk bizi aradı öldü dedi: (GÜL yüzlü şebnemim gitmişti: (Mayısta ilk kontrolüme gittiğimde tahlilller, tetkitler herşeyin normale döndüğünü doktorum mucizeler yaratan kahramanım müjdesini verdi. Doktorumun telkinleri ile muanehaneden ayrıldık (bir kaç ay önce kötü şeyler söyleyen dr bu defa tebrik etti) Söylenenleri eksiksiz yerine getirecektim, bana söylenenler ilaç ,temizlik, beslenme gibi önemli konulardı. Bu hastalığı yenmenin en etkili yolunun moralini yüksek tutma olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü bu işimizi kolaylaştırıyor ve tedavi süresini kısaltıyor. 1 ay ,3 ay, 6 ay oldu.
Ben düşmanımı esir aldım
Saçlarım kaşlarım kirpiklerim yeniden çıkmış, kilo fazlasıyla almış hastalıktan önceki Alev 'e dönmeye başlamıştım. Kendime biraz zaman tanıyarak daha iyi toparlandığımı düşünerek ve doktorumun izniyle kendim için bir uğraş hobby edindim. (Tiyatro) Artık sağlıklı ve mutluyum. Çünki prensipli ,özverili ve güçlü HACETTEPE TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ jinekoloji onkoloji ekibiyle bir zafer kazandım, Ben düşmanımı esir aldım tabirimle... Benden sonraki kanser hastalarına ki, kimse olmaz örnek olmak isterim. Ben hayatı elimde tuttuğum bumeranga benzetiyorum. Siz hayata ne fırlatsanız size aynısı geri gönderiyor. Ben elimde ve yüreğimde hep azmimi ,kararlılığımı ,ümitlerimi tuttum. Hayat'da bana mutluluğumu geri verdi. İnanmak ,mücadele etmek, başarıya getiriyor. Ben bunu yaptım ve başardım. Benim iyi olmayacağımı bazı insanlar bu halimi görüp şaşırıyorlar. Yaşamdan şunu öğrendim ki zorluklar her zaman insanı daha da güçlü yaparmış. Şu an MALATYA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU'NDA tiyatro eğitimi alıyorum severek, isteyerek ve keyifle. Hepimizin her dönem ayrı sıkıntıları vardır, önemli olan sıkıntılara,üzüntülere yenilmeden hayatta dimdik durarak mücadele etmektir. Bana bu günümde en büyük katkısı olan canım aileme, hocalarıma arkadaşlarıma ve bana bu zorlu yolda destek olan herkese teşekkür ederim. En iyi ilaç inançtır. Sağlıkla gülümsemeniz dileklerimle....ALEV HAYTA.